Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

köşede oturmak

  • 1 köşede oturmak


    кIэтыкум тесын, къосын

    Малый турецко-адыгский словарь > köşede oturmak

  • 2 угол

    köşe
    * * *
    м

    у́гол стола́ — masanın köşesi

    у́гол платка́ — mendilin köşesi

    у́гол ко́мнаты — odanın köşesi

    на углу́ у́лицы — caddenin köşe başında

    сиде́ть в углу́ — köşede oturmak

    заверну́ть за́ у́гол — köşeyi dönmek

    в си́нем углу́ (ри́нга) — mavi köşede

    обыска́ть все углы́ — köşeyi bucağı aramak

    2) (приют, пристанище) barınak (-ğı)

    не име́ть своего́ угла́ — barınağı / evceği olmamak, barınaksız olmak

    3) мат. açı

    о́стрый у́гол — dar açı

    под прямы́м угло́м — dik açı oluşturacak biçimde

    ••

    уби́ть кого-л. из-за угла́ — haince öldürmek / vurmak

    ходи́ть из угла́ в у́гол — köşeden köşeye gidip gelmek

    под э́тим угло́м зре́ния — bu bakış açısından

    Русско-турецкий словарь > угол

  • 3 köşe

    п
    1) в разн. знач. у́гол

    köşe başı — а) у́гол у́лицы; б) углово́й; ближа́йший, сосе́дний (о лавке)

    köşeyi dönmek — заверну́ть за́ угол

    köşeden köşeye yürümek — ходи́ть из угла́ в у́гол

    köşede oturmak — сиде́ть в углу́

    köşe taşı — краеуго́льный ка́мень

    2) уголо́к, закоу́лок

    köşede bucakta — во всех уголка́х; всю́ду, везде́

    Büyük Türk-Rus Sözlük > köşe

  • 4 an

    an [an]
    1) ( nahe bei)
    \an der Ecke köşede;
    \an der gleichen Stelle aynı yerde;
    am Fenster sitzen pencerede oturmak;
    er geht \an mir vorbei benim yanımdan geçiyor;
    bis \an den Rand ağzına kadar
    Frankfurt \an der Oder/am Main Oder/Main Irmağı üzerindeki Frankfurt
    3) ( zeitlich)
    \an diesem Abend bu [o o] akşam;
    am Abend akşamleyin;
    es ist \an der Zeit zaman [o vakit] geldi;
    am Anfang başlangıçta;
    am 29. November 1991 29 Kasım 1991'de
    jdn \an etw erkennen birini bir şeyden tanımak;
    was haben Sie \an Weinen da? Sizde hangi şaraplar var?;
    \an etw schuld sein bir şeyde suçu olmak;
    ich habe eine Bitte \an Sie Sizden bir ricam var;
    das Entscheidende \an der Sache ist, dass... işin esası...;
    das gefällt mir nicht \an ihm onda bu hoşuma gitmiyor;
    es ist \an dir, etw zu tun bir şey yapmak sana bağlı;
    reich \an Phosphaten/Stickstoffen fosfat/azot bakımından zengin
    II präp
    sich \an die Wand lehnen duvara yaslanmak;
    sie ging \ans Fenster pencereye gitti;
    \ans Telefon gehen telefona gitmek [o cevap vermek];
    \an die Arbeit! haydi iş başına!
    2) ( für)
    ein Brief \an seinen Sohn oğluna bir mektup;
    ich habe eine Frage \an dich sana bir sorum var;
    \an ( und für) sich aslında
    3) ( ungefähr, etwa) aşağı yukarı, yaklaşık olarak;
    sie verdient \an die 4.000 Euro aşağı yukarı 4.000 euro kazanıyor;
    \an die 500 Schüler 500'e yakın öğrenci
    1) ( beginnend)
    von... \an...den itibaren;
    von hier \an buradan sonra;
    von Anfang \an başından beri/itibaren, başlangıçtan beri
    Stuttgart \an 16.25 Stuttgart'a varış 16.25
    \an sein ( fam) ( Licht, Radio) açık olmak; ( Motor) çalışır olmak

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > an

См. также в других словарях:

  • köşe — is., Far. gūşe 1) Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye Kutunun sivri köşesi. 2) İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı. P. Safa 3) İki sokağın veya caddenin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tomuşmak — bir köşede mükedder oturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»