-
1 köşede oturmak
кIэтыкум тесын, къосын -
2 угол
köşe* * *м1) köşeу́гол стола́ — masanın köşesi
у́гол платка́ — mendilin köşesi
у́гол ко́мнаты — odanın köşesi
на углу́ у́лицы — caddenin köşe başında
сиде́ть в углу́ — köşede oturmak
заверну́ть за́ у́гол — köşeyi dönmek
в си́нем углу́ (ри́нга) — mavi köşede
обыска́ть все углы́ — köşeyi bucağı aramak
2) (приют, пристанище) barınak (-ğı)не име́ть своего́ угла́ — barınağı / evceği olmamak, barınaksız olmak
3) мат. açıо́стрый у́гол — dar açı
под прямы́м угло́м — dik açı oluşturacak biçimde
••уби́ть кого-л. из-за угла́ — haince öldürmek / vurmak
ходи́ть из угла́ в у́гол — köşeden köşeye gidip gelmek
под э́тим угло́м зре́ния — bu bakış açısından
-
3 köşe
п1) в разн. знач. у́голköşe başı — а) у́гол у́лицы; б) углово́й; ближа́йший, сосе́дний (о лавке)
köşeyi dönmek — заверну́ть за́ угол
köşeden köşeye yürümek — ходи́ть из угла́ в у́гол
köşede oturmak — сиде́ть в углу́
köşe taşı — краеуго́льный ка́мень
2) уголо́к, закоу́локköşede bucakta — во всех уголка́х; всю́ду, везде́
-
4 an
an [an]I präp1) ( nahe bei)\an der Ecke köşede;\an der gleichen Stelle aynı yerde;am Fenster sitzen pencerede oturmak;er geht \an mir vorbei benim yanımdan geçiyor;bis \an den Rand ağzına kadar2) ( geographisch gelegen)Frankfurt \an der Oder/am Main Oder/Main Irmağı üzerindeki Frankfurt3) ( zeitlich)\an diesem Abend bu [o o] akşam;am Abend akşamleyin;es ist \an der Zeit zaman [o vakit] geldi;am Anfang başlangıçta;am 29. November 1991 29 Kasım 1991'de4) ( weitere Verwendungen)jdn \an etw erkennen birini bir şeyden tanımak;was haben Sie \an Weinen da? Sizde hangi şaraplar var?;\an etw schuld sein bir şeyde suçu olmak;ich habe eine Bitte \an Sie Sizden bir ricam var;das Entscheidende \an der Sache ist, dass... işin esası...;das gefällt mir nicht \an ihm onda bu hoşuma gitmiyor;es ist \an dir, etw zu tun bir şey yapmak sana bağlı;reich \an Phosphaten/Stickstoffen fosfat/azot bakımından zenginII präp1) ( in Richtung auf)sich \an die Wand lehnen duvara yaslanmak;sie ging \ans Fenster pencereye gitti;\ans Telefon gehen telefona gitmek [o cevap vermek];\an die Arbeit! haydi iş başına!2) ( für)ein Brief \an seinen Sohn oğluna bir mektup;ich habe eine Frage \an dich sana bir sorum var;sie verdient \an die 4.000 Euro aşağı yukarı 4.000 euro kazanıyor;\an die 500 Schüler 500'e yakın öğrenci1) ( beginnend)von... \an...den itibaren;von hier \an buradan sonra;von Anfang \an başından beri/itibaren, başlangıçtan beriStuttgart \an 16.25 Stuttgart'a varış 16.253) ( eingeschaltet)
См. также в других словарях:
köşe — is., Far. gūşe 1) Birbirini kesen iki çizginin, iki düzlemin oluşturduğu açı, zaviye Kutunun sivri köşesi. 2) İki duvarın birleştiği girintili veya çıkıntılı yer Seniha Hanım parmağını odanın köşesine uzattı. P. Safa 3) İki sokağın veya caddenin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tomuşmak — bir köşede mükedder oturmak … Çağatay Osmanlı Sözlük